18.8.10

insan neyle yaşar?
cevabını birçok insanın çok iyi bildiği, ama çoğunun, bilemediğim sebeplerden ötürü, hep başka şeylerde ve yerlerde aradığı bir soru. evet, insan suyla yaşar.

yaşamayı bu kadar "basite" (eğer şuan konuşuyor olsaydım, basite derken iki elimin baş ve orta parmaklarını tırnak işareti yerine kesinlikle kullanmayacağımı, ironiyi vurgulamak için sadece ses tonumu değiştirmekle yetineceğimi belirtmek isterim) indirgediğim için, organizmanın işleyişini sürdürmesine yaşamak dediğim için karşı çıkanlardan yaşamanın ne olduğunu tanımlamalarını isteyecek değilim.

sevmesiz, hissetmesiz, duymasız; belki de insanı insan yapan denilen hiçbir değer ve kavram olmadan yaşamaya yaşamak demenin bir filin ya da bir deniz yıldızının yaşamasından hiçbir farkı olmayacağına inanmak kişinin kendi bileceğidir. bu durumu ya da aksini hor görecek ya da hoş görecek durumda da değilim.

yine de insanın suyla yaşadığını biliyorum. suyun, yine tüm bencilliğiyle sadece biyolojik olarak yaşamayı sağladığını düşünenlerin gerçekten de sadece biyolojik olarak ve bencilce yaşadıklarına inancım sonsuzdur. suya dokunduğunu, suyu ona dokunarak yaşadığını, suyu yaşadığını; suyu, dokunmayı, yaşamayı hissetmeyen insandan, en basitinden bunu bile yapamayan insandan bir insanı ya da herhangi canlıyı sevmesini bekleyemezsiniz. dokunmasını, gayet tabii, bilebilir bu insan birtakım biyolojik, fizyolojik, içgüdüsel blabla sebeplerden ötürü. ama hissetmesini ve anlamasını bekleyemezsiniz. sandalyeye dokunmakla rüzgara dokunmanın arasındaki farkı hissetmesini de. suya bile değer vermeyen insandan bir başka canlıya değer vermesini bekleyemezsiniz.

ya da beklersiniz. orası sizin bileceğiniz iş. ama ben bekleyemem.
neden bekleyeyim ki?

insan yüce bir varlık değildir.
portakaldan değerli de değildir.

1 yorum:

etjsrr dedi ki...

insan neyle yaşar dedin. bienal anılarımı canlandırdın.