22.4.10

daybreak.

kimse duymamıştır böylesine bir acı, bu gece yağmurun altında beklerken duyduğum gibi. herkes bilir yepyeni giysileri olduğunu, ama o bugünlerde boynunda bir fularla. takılır bir kadın gibi. sevişir bir kadın gibi. kıvranır bir kadın gibi. ama küçücük bir kız gibi bırakıp giderken beni.

herkes sanır ki o kutsaldır, herkes gibi olduğunu görene dek; dumanı, anfetaminleri ve incileriyle.

20.4.10

make you banana pancakes.

henüz terziler kendi söküğünü dikemezken,
henüz cerrahlar gecenin karnını yarıp güneşi doğurmamışken
ve sen her gördüğün sokak köpeğini severken, beni niye sevmezdin?

swimming in a fish bowl.

gün son ışıklarını almaya başlar, hala orada, karanlıkta oturmaktadır ve hala daha gözlerinin açık olup olmadığını anlamamaktadır. elleriyle gökyüzüne bakar odasından.

müzik bitti, ışıkları kapatın.