16.5.10

i hurt myself today.

giderdi o. geleceğini söyleyip giderdi. ben, en sevdiğim hırkasını giyip, yarısı boş buzdolabımızın kapağıyla oynamaya koyulurdum, o ufuk çizgisinde kaybolunca. yarım kalan bulutları yerdim, vişne suyu içerdim biraz da. en sevdiğimizdi çünkü vişne suyu. ama onsuz gitmezdi. yarısı boş kalırdı bardağın hep.

boş şişeleri dolaba saklardım. plastik çiçekleri takıp boynuma, dark globe dinlerdim biraz, biraz da söylerdim. uykum gelmezdi hiç o gittiğinde. bütün uykuları uyumuştuk çünkü. ama rüya görmeye devam ederdim, o gittiğinde bile. bütün şaraplarımı içerdi o. bense sarhoş olurdum.

yorgunluk ve mide bulantısı içinde dans ederdim. rüyam bitmeden daha, sızardım tek kişilik yatağımızda. ben uyurken gelirdi o. yine içerdi şaraplarımı. konuşmayı pek sevmezdi, beni uyandırmaya da kıyamazdı hem. bulutları yerdi o da, yarım bırakırdı hep. bardağın diğer yarısını da vişne suyuyla doldururdu, ama içmezdi.

kulağıma geleceğini söyleyip giderdi yine. bense üstüme örttüğü hırkasını giyip el sallardım arkasından, o ufuk çizgisinde kayboluncaya dek.


belki de kaliforniyaya giderdi ama burda olmasa bile burdaydı işte.




but i remember everything.

daybreak.

...

birden bir aynasız küstahça
dedi ki saçım çok uzunmuş
dedi ki botlarım çok kirliymiş
dedi ki şapkam hiç de amerikanvari değilmiş
dedi ki atarmış beni kodese...


nerde o dünün devleri, neden beklemediler burda beni?

kusursuz dünya.

kolay anlaşılan biri sayılmam
zaten hep bundan fazla alınmam
ama isteseydin gelirdim
seninle ben oraya
paris'e ve roma'ya
uzak deyil sevince.




radio someone still loves you.

ıslak çimentoya oturup popo resmi çizen başka bi kız tanımayacaksın.
peki burnundan pudik fışkırtmak ister misin?

iğrenç mi?
ben miyim iğrenç?

üç dilde yalan söyledim.

sen ve ben ikimiz,
camdan evimiz
sesin çok uzak bana
zerzevatadam.

kalk gidelim desem
boş boş bakar anlamazsın
camdan yüzünü öpsem,
mercimekadam.

elin yüzün var ama
kokunu bilmem sıkıldın galiba
bir gün yanına gelsem tanır mısın?
gürbüzüladam.

sen ve ben ikimiz,
camdan evimiz
sesin çok uzak bana
olasılıksızadam.

uyu, yoruldun, uyu

hep yüzün gülüyor orda
yolda seni gördüm mutsuzdun galiba
bugün yanına geldim tanımadın
zürafaadam.

aptal kutu, yoruldun
uyu...




-neden bana bakıyosun?
-çünkü bakıyorum.